8 Eylül 2015 Salı

Nerden çıktı bu MATEMİNO?


Kendimi bildim bileli puzzle yaparım ben. Almanya'da doğmuş olmam daha çok küçük yaşlardan itibaren zengin bir yap boz koleksiyonumun olmasına imkan sağladı bana. Her ne kadar ben beş yaşında iken annem ve babam Türkiye'ye kesin dönüş yapmış olsalar da yine de uzun yıllar orada yaşayan yakınlarım bana getirdikleri oyuncak ve  materyaller ile beni ve ruhumu zenginleştirdiler.

O zamanlar saatlerce oturur, kardeşim sayesinde birbirinin içine girmiş farklı görsellere ait puzzle parçalarını önce ayıklar, sonra olmayan kutularına rağmen çözmeye çalışırdım. Çözerdim de... O zamanların meşhur kahramanı TİPİTİP sakızlarını çiğner, içinden çıkan minicik kağıtlardan figürleri keser, kibrit kutusunda saklardım. Tamamlandığında mozaik görüntüsü oluşan karesel levhalara "ministeck" ler döşer, binlerce parçayı ayıklar, renklerine göre gruplardım. Hiç sıkılmadan bu ince detaylarla uğraşıyor olmam şimdiki aklım ile düşündüğümde bana hala zevk veriyor. 


Genç kızlık dönemimde ördüğüm bileklikler, işlediğim kanaviçe tablolar, annem ile beraber yaptığımız kurdele ve boncuk işleri de yine aynı güdüden beslenen ve emek olup ortaya çıkan eserlerdi.
kurdele işi
yemeni üzerine boncuk işi


Bir kaç senedir matematik derslerimde zaman içinde ürettiğim bir çok ders materyalini kullanır olduğumu fark ettim. Farkında olmadan hobim mesleğimin bir parçası olmaya başladı. "Mesleğini hobileri arasından seçenler hiç işe gitmezler" diye bir laf vardır. Bende de bu durum gitgide şekil almaya başladı. İlerde fırsatını bulduğum ilk anda eğitim materyali geliştirme konusunda bir alana yönelmeyi planlıyorum. Evet sınıfın içinde olmak, öğrencilerle paylaşmak, onlarla keşfetmek ve öğrenmek mükemmel bir his ancak diğer taraftan onların zevk alacağı, keyifle kullanacakları materyalleri üretmek bence daha da çoğalmak ve evrenselleşmek demek. 
5 çeyrek floppy disket

Günümüz teknolojisi artık eğitimi çok farklı kanallardan almaya imkan sağlıyor. Dağarcığımıza her gün yeni kavramlar ekleniyor. Üniversite mezuniyetimde "5 çeyrek" disket ile ödev teslim ettiğimi, sonraki yıllarda her türlü bilgiyi disketlerde sakladığımı, ilk USB belleği sevgili Nilser hocamda gördüğümde şok geçirdiğimi çok iyi hatırlıyorum. MSDOS'un siyah beyaz ekranından Windows'a geçmek, ICQ kanallarında sohbet etmek günümüz Facebook sayfasında dolaşmaya benzer. Tüm bu gelişmelere ayak uydurmaya çalışırken sınıflarda öğretmenin ve öğrenmenin rolü de elbette farklılaştı. Bu konuda eğitimciye çok fazla sorumluluk düşüyor. Dijital ortamda her şeyi çok çabuk almaya, kazanmaya hatta tüketmeye meyil eden kişilikleri dizginlemek, yoldan çıkarmadan ve özünden uzaklaştırmadan ilerlemelerine fırsat vermek gerekiyor.

Bu fikirler ile kendi yağımda kavrulduğum bir dönemde Türkiye Matematikçiler Derneği (MATDER) tarafından Mayıs 2014 tarihinde Ankara TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi ev sahipliğinde bir proje yarışması düzenlendi. "SOMUT ÖĞRETİM MATERYALİ GELİŞTİRME" konulu yarışma ilanını gördüğüm anda çok heyecanlandım. Elimde bir çok çalışmam hazırdı bile. Sadece hangisi ile katılım göstermemin fark yaratacağına karar vermek zorunda olduğumu düşündüm. Yakın geçmişte kurguladığım matematik ve domino kelimelerinden ismini "MATEMİNO" koyduğum çalışmam tüm yönergelere uyuyordu. Başvurumu yaptım ve kabul edildim. Çalışmamı daha da zenginleştirme fırsatı buldum. Yarışma günü geldiğinde ve sergimi açtığımda sonucun çok da uzak olmadığını hissetmiştim. Final günü sonuçlar açıklanırken ilk üç içinde olduğumu biliyordum.  Ailemden ve okuldan uzakta üç zorlu gün geçirmiş, rakiplerimle tek başıma bir anlamda savaşmıştım. Birincilik ilan edildiğinde çok mutlu oldum. 

Yarışma süresince ziyaretçilerin yorumları, jürinin ilgisi bana o ana kadar hiç aklımda olmayan bir fikir verdi. Bu materyalin sadece o masa üzerinde kalmasına müsaade etmemeliydim. Döndüğümde ilk boş vaktimde notere giderek aslında çok fazla anlamı olmayan ama MATEMİNO'nun benim olduğuna dair bir beyan aldım. Yaklaşık bir ay kadar çeşitli firmalarla görüşerek PATENT ve TESCİL işlemleri hakkında bilgi edindim. Haziran 2014 tarihinde üç farklı kategoride Türkiye Patent Enstitüsü'ne (TPE) başvuru yaptım. Oyunda kullanılan tasarımın bana ait olduğu, oyunun marka tescili ve faydalı model olarak belgeleri alma konularında oyunu üretmekten çok daha zor bir süreçte buldum kendimi. Çeşitli avukatlarla görüştüm. Kaç farklı konuda itiraza uğradım. Bir defasında 90'lı yıllarda Kore'de tescil edilmiş bir ürün ile benzerliğim iddia edildi. Kore dilinde yazılmış sayfalar dolusu yazıya ne dediğini anlamadığım halde itiraz belgesi düzenledim ve kabul edildim. Kale Kilit firması kendine ait KALEMİNO karakteri ile bana marka tescili konusunda red yazısı düzenledi.
Nihayetinde Temmuz 2015 tarihinde FAYDALI MODEL BELGESİ almaya hak kazandım. 

 

Önümdeki 10 yıl boyunca bu materyalin her türlü hakkı bana ait. En yakın zamanda beni anlayan, bana ve bu kaynağın değerine inanan bir üretici ile MATEMİNO'yu üretmek hayalindeyim. Başlangıç seviyesi olarak ise küçük yaş grubunu, özellikle  ilkokul öğrencilerine yönelik  “Dört İşlem Becerisini Geliştirmek ve Alıştırmalarla Pekiştirmek” adına üretmeyi hedefliyorum. Çocuklar, soyut işlemleri kavramakta güçlük çekerler.  Bu nedenle fen ve matematik gibi derslerde somut materyallerin kullanımı son derece önemlidir. 


Yaz döneminde çarpma işlemi hakkında bir hikaye yazdım. Bir yayın evi ile görüşüyorum. Yakın gelecekte kitabım, oyunum ve belki de bir posterden oluşan bir "kit" ile raflarda yerimi alacağım. Dijital çağda, teknolojinin kucağında yine de çocukların yaparak, yaşayarak ve birebir paylaşarak öğrendiklerine inanıyorum.  

Unutmayalım ki; öğrenme en güzel oyunla olur. Oyun, öğrenmeyi destekler ve kalıcı hale getirir. Bizlere düşen görev, bu ve benzeri materyaller ile çocukların matematik ve diğer konuları oyun oynayarak, modelleyerek öğrenmelerini sağlamaktır. 

Çocuğa inanın ve güvenin. Ondan iyi şeyler beklerseniz, iyi şeyler görürsünüz... 


  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eskidendi, çok eskiden...

       “Bil de yapma yavrum  diye 7 yaşımda öğrettiler örgü örmeyi… "  diye başlayan çok sevdiğim eğitimci  bir arkadaşımın yazısı ile ...