19 Ağustos 2019 Pazartesi

SİZ HİÇ AYNI OKULDA 20 SENE ÇALIŞTINIZ MI?




Ben çalıştım. Tavsiye ederim, kendinizi mükemmel hissettiriyor. En iyisi olduğunuzu sanıyorsunuz. 
Veli öğretmen tanışma günlerinde siz onları değil, onlar sizi tanımak için uğraşıyor. Tesadüf veya zorunluluktan farklı bir sınıfa ders doldurmaya bile girdiğinizde öğrenciler sizi kapılarda karşılıyor, tanımasalar da mutlaka ders sonu sizi en sevimli halleriyle yolcu ediyor, “Yine gelinnn!” diye aralarda koridorda yolunuzu kesiyorlar.  
Evet, ilk öğrencilerinizin isimleri artık hafızalardan siliniyor ama gözlerdeki ifadeler ve o çocuk bakışlar inanın hiç değişmiyor. Eski bir mezununuzun tiyatro oyununa gidebiliyor, evlenip çoluk çocuğa karışanların bebeğini sevebiliyor, en basitinden dışarıda buluşup bir kahve içebiliyorsunuz.. Ben gün geldi kendi öğrencimle meslektaş olup, birlikte sınıf bile yönetme şansı elde ettim.
1999 yılında stajyerliğimin bir türlü kalkamadığı özel bir okuldan kendi isteğimle ayrıldım. Buraya imzaya geldiğimde arabayı okul diye Colesium’a park etmiştim. Çünkü daha bu bina yoktu ve her yer inşaat alanıydı. 
O zamanlar iklimler de farklıydı. Özellikle bu bölgede farklı doğa olayları yaşanırdı. Uzuuunnn kar tatillerinden bahsetmeyeceğim. Bir gün okul paydos saatinde başlayan bir tipi fırtınası ile orman yolunda öğretmen ve öğrenciler servislerde mahsur kaldık. Saat 19.30’da jandarmalar tarafından Kavacık’ta karşılanmak bambaşka bir duyguydu. Bir dönem araçlarda benzer acil durumlar için hazır meyve suyu ve top kekler yer aldı. 
O tarihlerde kendim de çocuk olduğumdan bir gün aldım sınıfımı ders saatinde bahçeye kar oynamaya çıktım. Deliler gibi eğlendik. Bizi gören diğer sınıflardaki öğrenciler haliyle çıkmak istediler ama o dönemin müdürü beni odasına çağırıp uygun bir dille uyardı. Halbuki ders yerine kardan adam yapmak o an için çok daha zihinsel bir faaliyetti. 
Kar demişken, bir arkadaşımın tek taşı şimdiki İngilizce Bölümünün terasında kayboldu. Tüm okul o balkonda seferber oldu ve haftalar sonra mevsimin bile değiştiği bir sırada yüzük bulundu. 
Viyadük yoktu. Orman yolu bildiğiniz taşlı tarla şeklinde bir patikadan halliceydi. Bir gün bir yağmur yağdı, yol çöktü. Okul tatil oldu. Bir yağmur yağdı Acarkent’in şimdi göremediğimiz dereleri taştı, okul tatil oldu. Bir yağmur yağdı, sanat sokağının arkasındaki toprak şimdiki 6.sınıfların içine kaydı. Evet, ne tesadüftür ki Sosyal Bilgiler dersinde konu “erozyon” veya “heyelandı”. 
Yaparak, yaşayarak öğrendik her şeyi. Hatalarımız oldu düzelttik, anlaşmazlıklarımız oldu, konuştuk. Kırgınlıklarımız oldu, unuttuk. TED İstanbul bir ailedir. Kendinizi evinizde gibi hissedersiniz. Eğer bu hissiniz yoksa daha buralı olmamışsınız diyebilirim. Bir seminer için Bursa’ya gidip, yöneticilerinizden izin alıp İzmir üzerinden müstakbel eşinizi de görmüş olmanın heyecanıyla dönebilirsiniz. Sonrasında 2005 yılında farklı branşlardan on küsur öğretmen sözleşmiş gibi hamile kalıp, Gülen hocayı çıldırtmış olabilirsiniz. “Gidin, gidin doğurun gelin. Gözüme gözükmeyin!” diye arkanızdan seslendiğini o sene aramıza yeni katılan ve bir değil iki hamile öğretmenin dersini doldurup tarihi rekor kıran Emre Gözaydın öğretmene sormak gerek. Oğluma Emre ismini vermemin sizce bu durumla bir alakası olabilir mi? 
…Bu hikayeler bitmez. Daha çok uzun yıllar hatırlanıp, anlatılacak. Şöyle kabaca bir hesap yaparsak 1979-1999 okudum, 1999-2019 sizlerle birlikte çok şey öğrendim. Şimdiki planım 2019-2039 bildiklerimi, öğrendiklerimi öğretmek, "hak eden"lerle paylaşmak. Zaten hepimizin amacı doğru olanı öğretmek, doğru insanı yetiştirmek değil mi? 

Saygınızdan, gözlerinizdeki sevginizden güç alıp beni bu kadar yakından tanımayanların olduğu bir yere gidiyorum. Kabul edin yoğunluktan şu bahçede oturup kaç defa sohbet edebildik? Hiç olmazsa bundan sonra buluşup, sohbetin dibine vuracak bir sebebimiz olacak. 

Başta öğrencilerim, sonra oğlum ve en son puzzlelarım sizlere emanet. 

Hepinize en içten teşekkürlerimi sunuyorum.Sağlık, sevgi ve dostluk içinde kalın.  
Saygılarımla, 
                   demirfeyza@gmail.com 

Voilà Monsieur Conseil ❤️💛

Sene 1983, Eylül ayı. 11 yaşında mini minnacık, narin bir kız çocuğusunuz. İstanbul'da oturuyorsunuz ama okulunuz karşıda, Avrupa yakası...